Başkent’in Barajlarında Yağış Bereketi…

Geçtiğimiz yıllarda tüm Türkiye’yi etkisi altına alan aşırı kuraklık sonucunda Ankara’ya içme suyu sağlayan barajlardaki rezerv neredeyse dibe vurma noktasına gelmişti. Ancak geçtiğimiz bahar aylarından bu yana yağan kar ve yağmur sayesinde artık barajlar yüzleri güldürmeye başladı. Yağışlar sonucu içme suyu ihtiyacının karşılandığı barajlarda 3 Mart itibariyle toplam 709 milyon 195 bin metreküp su rezervi oluştu. Bu da hiç yağmur yağmasa bile Başkent’in 2 yıllık su ihtiyacını karşılayacak miktara denk geliyor.

- BAŞKAN GÖKÇEK: “SU REZERVİNDE REKOR BEKLİYORUZ”
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, yağışların bu şekilde devam etmesi durumunda su rezervi konusunda rekor kırılacağını belirterek, “Böyle gider, böyle devam devam ederse, baharın sonuna doğru barajlarımızdaki su miktarının 800 milyon metreküpün üzerine çıkacağını ümit ediyor, bekliyoruz” dedi.

- “İNANILMAZ BOLLUK DOLAYISIYLA ALLAH’A HAMD EDİYORUZ”
Başkan Gökçek, son aylarda görülen yağışların memnuniyet verici olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
“Bu sene barajlarımızda şimdiye kadar olmayan, şimdiye kadar bulunmayan bir su rezervine kavuşacağımızı düşünüyorum. İnanılmaz bir kuraklıktan sonra inanılmaz bir bolluk dolayısıyla Allah’a hamd ediyoruz. Ümit ediyorum bu yıl, bu konuda Ankara tarihinde bir rekor kırılacak. Ümidimiz, Ankaramıza su sağlayan barajlarımızdaki su miktarının 800  milyon metreküpü aşmasıdır. Bugüne kadar barajlarımızdaki su miktarının 700 milyon metreküpe ulaştığı vaki değil. İnşallah bu yağışlar böyle gider, böyle devam ederse baharın sonuna doğru barajlarımızdaki su miktarı bir rekor oluşturacak. Ben bu yağışlarda duaların inanılmaz etkisi olduğuna inanıyorum. Biz inanarak dualarımıza devam edeceğiz. İnananların da duasına devam etmesini istiyoruz.”

“HAVZALARDA YAĞIŞLAR ÇOK GÜZEL”
Özellikle baraj havzalarında kar ve yağmur olarak yağışların aralıklı olarak devam ettiğinin altını çizen Başkan Melih Gökçek, yağışların böyle sürmesi halinde geçen yıl boyunca alınan 622 milyon metreküp suyun bu yıl çok üstünde bir rakama erişilebileceğini söyledi.
Başkan Gökçek, Başkent’in yıllara göre aldığı yağışları değerlendirirken, geçen yıl Ocak ayında barajlara 49 milyon metreküp, bu yıl Ocak ayında 62 milyon metreküp su geldiğini ifade ederek, “Baraj havzalarında 1992 yılından itibaren en yoğun su birikimi bu yılın Şubat ayında 273 milyon 668 bin metreküp ile rekor seviye gerçekleşirken, yıl başından bu yana da  barajlarımıza 335 milyon 668 bin metreküp su geldi” diye konuştu.

- “2009, EN FAZLA YAĞIŞ ALAN YIL OLDU”
Ankara’nın su ihtiyacını karşılayan barajlarda doluluk oranının doyurucu olduğunu kaydeden Başkan Gökçek, şöyle devam etti: “Yağışların sürmesi halinde, barajlardaki su rezervinin daha da artacağını tahmin ediyoruz. Geçen yıl barajlarımıza toplam 622 milyon metreküp su geldi. Barajlara 2006 yılında toplam 258 milyon metreküp, 2007 yılında 170 milyon metreküp, 2008 yılında 209 milyon metreküp su geldiğini hatırlarsak, geçen yıl içinde gelen su miktarının önemini daha iyi anlamış oluruz.”

- “5 BARAJDA DOLULUK ORANI YÜZDE 89”
Başkent’in su ihtiyacının karşılandığı, Çamlıdere Barajı dışındaki diğer 5 barajda doluluk ortalamasının yüzde 89 düzeyine çıktığını kaydeden Başkan Melih Gökçek, “Başkent’in içme ve kullanma suyunu karşıladığımız 6 barajımız bulunuyor. Bu barajlardan 1 milyar 220 milyon metreküplük kapasitesi ile Türkiye’nin en büyük içme suyu barajı olma özelliğini taşıyan Çamlıdere Barajı’nın dışındaki, Kurboğazı, Eğrekkaya, Çubuk 2, Akyar ve Kavşakkaya barajlarındaki doluluk oranı yüzde 89’i aştı. Oldukça büyük kapasiteye sahip Çamlıdere Barajı’nda ise su anda 382 milyon 695 bin metreküp suyumuz bulunuyor.”

- “TAŞKIN SULARINI KONTROL ALTINA ALDIK”
ASKİ Genel Müdürü Kamil Kılıç da baraj havzalarına yakın bulunan ve özellikle de yağışlı havalarda debileri artarak taşkınlara neden olan derelerin, fazla sularını barajlara yönlendirdiklerini belirterek, “Bu derelerden sadece yağışların fazla olduğu Ocak, Şubat, Mart ve Nisan aylarında kontrolsüz şekilde akan, çevreye zarar veren ve toprak erozyonuna neden olan sel sularını kontrol altına alıyoruz” dedi.
Su alınırken, derelerin normal debilerine dokunulmadığını, suyun akışına izin verildiğini belirten Kılıç, derelerdeki çalışmalarını yöre halkının suya gereksinim duymadığı, yağışların yoğun olduğu aylarda yapıldığını söyledi.
 
- ALTERNATİF SU KAYNAKLARI DEVREDE
Başkent’in içme suyu ihtiyacını karşılayan en büyük barajı olan Çamlıdere’yi besleyen havzalardan biri olan Sorgun Yaylası’na da ilişkin bilgi veren Kamil Kılıç, “Yaylanın üst kısımlarına bazı bölümlerde bir metre yüksekliğinde kar yağdı. Bu havza Çamlıdere Barajımızı besleyen büyük havzalarımızdan birisi. Buradaki kar ve yağmur sonucu oluşan sular Çamlıdere barajına gidiyor. Sorgun Yaylası’nın bir kısım sularının boşa gittiğini de tespit ettik. Boşa akan suları da kontrol altına alarak baraja verdik” dedi.
Dere aktarım çalışmasının Ankaralıların uzun yıllar boyunca su ihtiyacını karşılamak ve bir daha su sıkıntısı yaşanmasına meydan vermemek amacıyla yapılan önemli çalışmalardan biri olduğunu kaydeden Kılıç, şu bilgileri verdi: “Kızılcahamam’da bulunan Gökdere Deresi’ni de Akyar hattından Eğrekkaya Barajımızın içine alacağız. Avdan Deresi’ni Eğrekkaya Barajı vasıtası ile Kurtboğazı Barajı’na aktaracağız. Ayrıca geçen yıl Eğrekkaya Barajı’na bağladığımız Berçin Deresi ve Devret Deresi var. Bütün bu çalışmalarımız sonrasında artık Ankara için su sıkıntısı olmayacağını düşünüyoruz.”

- “DERE KENARLARINA 50 BİN AĞAÇ DİKİLDİ”
Çalışma yapılan bölgelerde baraj havzalarında ücretsiz çam ve meyve fidanı dağıtıldığını da ifade eden Kılıç, “ASKİ’nin tesislerinde 2009 yılında 400 bin fidan yetiştirdik. Bu fidanlarımızdan toplam 50 bin fidanı da bu çalışmaların yapıldığı yerlere diktik” diye konuştu.

- “BİR YILDIR KESİKKÖPRÜ SUYUNU KULLANMIYORUZ”
Başkent’in su ihtiyacını karşılayan 6 barajın doluluk oranlarının yeterli olduğunu belirten Kamil Kılıç, şunları söyledi:
“Ankara’yı besleyen barajlardaki su rezervinin yeterli seviyeye gelmesinin ardından bir yıldan fazladır Kesikköprü Barajı’ndan aldığımız Kızılırmak suyunu devre dışı bırakarak, diğer barajlarımızdan su vermeye başladık. Bu barajımızdan ihtiyaç olmadığı sürece su almayacağız.”