BELMEK’TE PATCHWORK KURSUNA BÜYÜK İLGİ…
Savaş ve yokluk yıllarının “yama”sı, modern çağda sanatsal bir değere kavuşarak evleri süslüyor. Evlerde her şeyin bolluk içinde tüketilmediği eski zamanlarda Anadolu’nun fedakar kadınları tarafından bazen bir pantolonun dizine, bazen bir kazağın dirseğine bazen bir ...
16 Şubat 2013 Cumartesi 00:00-BAŞKENTLİ KADINLARIN EL BECERİLERİNİ GELİŞTİRDİĞİ BELMEK, YOKLUKLARIN SANATI OLARAK BİLİNEN KIRKYAMAYI (PATCHWORK) GELECEK KUŞAKLARA AKTARIYOR - USTA ÖĞRETCİLERİN VERDİĞİ PATCHWORK KURSUNA KENTİN DÖRT BİR TARAFINDAN 740 KURSİYER KATILIYOR
Savaş ve yokluk yıllarının “yama”sı, modern çağda sanatsal bir değere kavuşarak evleri süslüyor. Evlerde her şeyin bolluk içinde tüketilmediği eski zamanlarda Anadolu’nun fedakar kadınları tarafından bazen bir pantolonun dizine, bazen bir kazağın dirseğine bazen bir çorabın topuğuna çeşit çeşit duyguyla işlenen yamalar, şimdilerin moda renkleriyle nice örtüye desen veriyor. Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı bünyesindeki Meslek Edindirme Kursları (BELMEK) da bu en zengin, en renkli ve en zahmetli geleneksel sanatı, yeni nesiller için geleceğe taşıyor. Kentin dört bir yanında bulunan BELMEK’te 740 kursiyer, İpek Yolu ile Asya’dan Avrupa’ya ulaşan oradan da Amerika’ya uzanarak “patchwork” adını alan kırk yamanın inceliklerini usta öğreticilerden öğreniyor. Kırkyamanın tanıtımı ile başlayan kursta bir yıl boyunca kumaş tanıtımı, yıkama, ütü, dikiş teknikleri, makine ve el işi anlatılıyor. Tekstile dayalı her yerde kullanılabilen yöntem ile yatak örtüleri, masa örtüsü, perdeler, giysiler yapılabiliyor. Bir yatak örtüsünün 8 ay gibi uzun bir sürede hazırlandığı kurslarda hazırlanan tablo gibi eserler, yılsonu sergilerinin en renkli, en ilgi çeken köşelerini oluşturuyor.
- KURSLAR TERAPİ GİBİ
Kırkyamanın, yapılması zor ve zaman isteyen bir el sanatı olduğunu dile getiren Usta Öğretici Birnur Öztürk, Anadolu’ya özgü sanat dalının aslında bir yokluk sanatı olduğunu vurguluyor. Kadınların artık parçalardan yaptığı örtülere yüklenen duygusal anlamları da anlatan Öztürk, şöyle konuştu: “Çocuğu olmayan bazı kadınlar, çevrelerindeki bebeklerin kıyafetlerinden kalan parçaları umutla işler örtüler yaparmış ki kendilerine de uğur getirsin. Hasta çocuğu olanlar sağlıklı çocukların kıyafetlerinden yama yapar, sağlık dilermiş. Paylaşıma, dayanışmaya, üretime ve tasarrufa dayalı bu gelenek, şimdi bizim kurslarımızda da yaşatılıyor. Burada sadece teknik öğretmiyoruz, aynı zamanda kursa katılan kadınlar dertlerini paylaşıyor, kumaşlarını paylaşıyor, tecrübelerini paylaşıyor, rahatlıyor.” Kırkyama kursuna başladığı günden bu yana 17 senedir devam ettiğini dile getiren Günay Yurtseven, “Burada günlerimiz çok güzel geçiyor, arkadaşlıklarımız çok güzel. Bir başladım bırakamadım. O kadar çok seviyorum” derken, yeni kursiyerlerden Serap Akansel ve Yümniye Aybaş da emekli olduktan sonra yaşadıkları sıkıntıyı BELMEK sayesinde giderdiklerine dikkat çekiyorlar.