Metrica
T.C. Ankara Büyükşehir Belediyesi

Kuklacılık Ankara’da Yeniden Hayat Buldu...

-Büyükşehir Belediyesi Çatısı Altında1994 Yılında Kurulan Başkent Kukla Tiyatrosu, Kuklacılığı “Bir Disiplin Olarak Sürdürülen ve Bilimsel Olarak Ele Alınan” Bir Sanat Dalı Haline Getirdi -Atölyelerinde 200’e Yakın Kukla Bulunduğunu Belirten Başkent Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Mehmet Tahir İkiler, Bu Sanatın Sırrını “Yapabilme İçgüdüsü” Olarak Açıklıyor

01 Aralık 2010 Çarşamba 05:10
Kuklacılık Ankara’da Yeniden Hayat Buldu...

Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin geleneksel sanatlara verdiği destekle yeniden gün yüzüne çıkan kuklacılık, 16 yıllık emeğin ardından bir disiplin olarak sürdürülen ve bilimsel olarak ele alınan bir sanat haline geldi. Tiyatronun perde arkası kahramanı olan kuklacıların Ankaralı son ustalarından Başkent Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Mehmet Tahir İkiler, 1994 yılında Büyükşehir Belediyesi çatısı altında kurulan Başkent Kukla Tiyatrosu’nun Türkiye’de bir ilk olduğunu vurguladı. Bu tiyatronun Türkiye’de bir umut ışığı olduğunu ve atölyede 2004 yılına kadar yetiştirdiği öğrencilerin bugün Anadolu’nun çeşitli illerinde bu sanatı icra ettiğini dile getiren İkiler, kukla sanatını yeniden halka sevdirmelerinden dolayı duyduğu mutluluğu dile getirdi.

1.JPG
Geleneksel temaşa sanatı olan Karagöz ve Hacivat’ın sayısı her geçen gün artan ustalar tarafından yeniden icra edilmeye başlandığını ifade eden İkiler şöyle konuştu:
“Kukla ile Karagöz-Hacivat her zaman eş tutulmuştur ancak tasvir yapımıyla kukla yapımı çok farklıdır. Bundan yıllar önce kukla sanatçısı el becerisi ile bebek yapıp sahneye çıkabiliyordu ama karagöz sanatçısı oldukça azdı. Karagöz derisi bulmak da çok zordu. Gençler asetattan naylonun üzerine çizdiği boyalarla perdeye çıkıyordu. Üzerine ölü bir toprak atılmıştı sanki. Yaklaşık 4 yıl öncesine kadar da Karagöz sadece 2-3 ustanın eline kalmıştı. Ama gururla söylüyorum, bugün itibariyle 20’yi aşkın Karagöz sanatçısı var ve iddia ediyorum yarıdan fazlası Büyükşehir Belediyesi Başkent Kukla Tiyatrosu’ndan eğitim almış insanlar.”
- “İŞİN SIRRI YAPABİLME İÇGÜDÜSÜ”
Atölyelerinde 200’e yakın kukla bulunduğunu belirten İkiler, bu sanatın sırrını “yapabilme içgüdüsü” olarak açıklıyor. Bir kukla sanatçısının iyi bir ressam, iyi bir terzi, iyi bir marangoz ve iyi bir heykeltıraş olabilmesi gerektiğini vurgulayan İkiler, “Bu dördü bir kişide varsa bu işi artık yapabilme içgüdüsüyle götürülebilir. Elinizdeki malzeme ile kuklayı işliyorsunuz. Elini, kolunu, şeklini her şeyi düşünerek yapıyorsunuz” diye konuştu.
Bir kuklanın ortalama 15 günde hazırlandığını kaydeden İkiler, kukla yapımıyla ilgili de şu bilgileri verdi: “En çok kullandığımız şey pamuk, sonra tahta, tutkal, kağıt hamuru gibi materyaller. Ama en son, maske tarzı kalıplarda kağıt kullanıyoruz. Onlar bu sene oyunlarda yer alacak. Ama geçen seneki kukla oyununda malzememiz süngerdi, yatak süngerinden kukla yaptık. Benim kurslarımda kukla yapan ve oynatan da aynı kişidir ama bundan önce sadece oynatıcılar vardı, dedelerinden kalan kuklaları oynatırlardı. Kuklalar çocuklarım gibidir, bir tanedir, ikincisini yapabilme şansım hiç yoktur.”
- GELECEK YIL SÜRPRİZLER VAR
Her yıl repertuarda bir kukla-karagöz oyununa mutlaka yer verdiklerini söyleyen İkiler, Türkiye’de kukla gösterimi için yapılmış 110 kişilik bir sahneye sahip olmanın haklı gururunu yaşadıklarını da kaydetti. Geçen sezon tiyatro izleyen 60 bin kişinin 14-15 binini kukla seyircisinin oluşturduğunu söyleyen İkiler, “Salt eski ustaların vermiş olduğu yazılı metini oynamış olsak bugünün çocuğu için olmaz. Çünkü sözler ağır, metin ağır. Biz sözleri biraz daha güncelleştiriyoruz. Çocukların çok hoşuna gidiyor açıkçası” dedi. Başkent Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Mehmet Tahir İkiler, gelecek dönem projelerini ise şöyle aktardı:
“Üniversitelerin çocuk gelişim bölümleriyle bir görüşme yapacağız. Yaratıcı drama dediğimiz çalışmada kuklanın büyük bir yeri var. Bizde anaokulu artık zorunlu hale geldiği için eğiticilere bu yönde kurs vermek istiyoruz. Bu yıl 2004 yılından sonra ilk kez halka açık ücretsiz kukla-karagöz kurslarımız başlayacak. Bu yıl ki repertuarda ise amacım elde var olan eserleri modernleştirerek, içine bir şeyler katarak ortaya çıkarmak. Bu yıl kısmet olursa bir bayan karagözcünün sadece kadın karakterlerin olduğu bir oyun hazırlayıp, 8 Mart Kadın Günü’ne yetiştirmesini hedefliyoruz.”