Metrica
T.C. Ankara Büyükşehir Belediyesi

“Anayasa’nın Dili” Sempozyumu...

-ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ’NİN YENİ ANAYASA’NIN GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ’NE UYGUNLUĞU VE BUNUN İÇİN YAPILMASI GEREKENLERE KATKI SAĞLAMAK AMACIYLA DÜZENLEDİĞİ “ANAYASA’NIN DİLİ” KONULU SEMPOZYUM YOĞUN İLGİ GÖRDÜ -TÜRKİYE DİL VE EDEBİYAT DERNEĞİ, TÜRKİYE YAZARLAR BİRLİĞİ, TÜRK DİL KURUMU’NUN İŞBİRLİĞİNDE BAŞKAN GÖKÇEK’İN EV SAHİPLİĞİNDE GERÇEKLEŞTİRİLEN SEMPOZYUMA, TBMM BAŞKANI ÇİÇEK İLE MİLLETVEKİLLERİ, BÜROKRATLAR, AKADEMİSYENLER, SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ TEMSİLCİLERİ VE DAVETLİLER KATILDI - BAŞKAN GÖKÇEK: “YENİ ANAYASADA ÖZGÜRLÜKÇÜ BİR DİL BENİMSENMELİDİR. MEVCUT DARBE MAHSULÜ ANAYASADAKİ ANCAK İLE BAŞLAYAN, NEREDEYSE HİÇ ÖZGÜRLÜKÇÜ KALMAYACAK ŞEKİLDE YASAKLAMALAR GETİREN BİR DİL OLMAMALIDIR”

24 Nisan 2012 Salı 09:52
“Anayasa’nın Dili” Sempozyumu...

anayasa_400_24042012.jpg

Ankara Büyükşehir Belediyesi, hazırlık çalışmaları süren yeni Anayasa’nın günümüz Türkçesi’ne uygunluğu ve bunun için yapılması gerekenleri masaya yatırıyor.
Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in ev sahipliğinde gerçekleştirilen “Anayasa’nın Dili” konulu sempozyuma TBMM Başkanı Cemil Çiçek ile milletvekilleri, bürokratlar, akademisyenler, sivil toplum örgütü temsilcileri ile çok sayıda davetli katıldı.
 “Anayasaların Dili”, “Türkiye’de Kanunların Dili”, “Bir Dil ve Edebiyat Metni Olarak Anayasa” ve “Kapalı Oturum” olmak üzere 5 ayrı oturumda yapılacak olan sempozyum Sheraton Otel’de başladı.
http://www.anayasanindili.com/ internet adresinden de canlı olarak izlenebilen sempozyuma Çiçek’in yanı sıra TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, Türk Dil Kurumu Başkanı Mustafa Kaçalin, Türkiye Yazarlar Birliği Şeref Başkanı Mehmet Doğan, Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Genel Başkanı Ekrem Erdem, Türkiye’nin önde gelen hukukçuları, dil bilimcileri ve edebiyatçıları katıldı.
Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Anayasa’nın devletin temel yapısını, yönetim ve denetim biçimini, organlarını, bunların kuruluş ve işleyişleriyle birbirleriyle olan ilişkilerini, kişilerin hak ve yükümlülüklerini düzenleyen temel yasa olduğunu vurgulayarak başladığı konuşmasında “Anayasalar normlar hiyerarşisinin en üstünde yer alırlar ve Anayasa hükümleri yasamayı, yürütmeyi, yargıyı, gerçek ve tüzel kişileri bağlayan üstün hukuk kurallarıdır” dedi.
Türkiye’de anayasaların daime olağanüstü dönemlerde yapıldığının altını çizen Başkan Gökçek, 1921 ve 1924 anayasasının yapıldığı Cumhuriyetin kuruluş dönemi dışında 1961 ve 1982 anayasalarının darbe dönemi anayasaları olarak topluma dayatıldığını söyledi. Her iki anayasanın kabulünün referandum sonuna kadar darbe ruhunu yansıtan, yasakçı ve demokratik olmayan anayasalar olduğunu kaydeden Başkan Gökçek, 1982 Anayasasında yapılan değişikliklerin bile darbe ürünü dili değiştirmediğine dikkat çekti.
Cumhuriyet tarihinde ilk defa milli iradeden güç alarak sivil bir Anayasa yapma şansının doğduğunu dile getiren Başkan Gökçek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu şans, yeni ve demokratik anayasaya muhalefet edenlerin istismarlarına, inatlarına heba edilemeyecek kadar önemlidir. Halkımızın beklentisi ise mümkün olan en geniş taban tarafından kabul görecek bir anayasa hazırlanmasıdır. Milli irade tarafından hazırlanacak anayasa ülkemizin ileri gitmesi ve halkımızın refah ve huzur içerisinde yaşamasının tek teminatı olacaktır.”

anayasa_400_2.jpg

Yeni anayasada kullanılacak dilin önemine dikkat çekerek dilek ve görüşlerini de açıklayan Başkan Gökçek, yeni anayasada toplumu merkeze alan bir dil kullanılması gerekliliğini vurgulayarak, “Anayasa insan odaklı olmalı, devletin kural olarak bireyin refah ve mutluluğu için olduğu kabul edilmelidir. Ancak, fert ve toplumun hak ve özgürlüklerinin dengelendiği, ferdin de toplum karşısında hakları kadar sorumluluklarının da olduğu unutulmamalıdır” diye konuştu.
Anayasa’da insan ve devletin dengelenmesini öneminin altını çizen Başkan Gökçek, “Toplumun ve insanın merkeze alındığı, farklılıkların ayrışma değil zenginliğe dönüştüğü, ortak paydada birliğin sağlandığı ve bu yolla tarihsel bir fırsatın yakalandığı doğru bir dilin kullanılması gerektiğini düşünüyorum” dedi.
Yeni anayasanın dilinin mutlaka sade ve akıcı bir Türkçe olması gerektiğini ifade eden Başkan Gökçek, görüşlerini şöyle aktardı:
“Sade, açık ve net ibareler içermelidir. Anayasayı okuyan herkesin aynı şeyi anladığı, elastikiyeti olmayan, özellikle uygulayıcı makamlarda oturanların farklı yorumlarına imkan vermeyecek netlikte olmalıdır. Uygulayıcıları değişse de kuralın değişmediği, yoruma açık olmayan bir dil kullanılmalıdır. Yeni anayasa Anayasa Mahkemesi’ne sınırsız takdir hakkı tanımamalıdır.”
Salondan büyük alkış alan “Öyle bir dili olmalı ki bu ülke bir kez daha 367 gibi garabet kararlara şahit olmamalıdır” sözleriyle konuşmasını sürdüren Başkan Gökçek, Anayasada özgürlükçü bir dil benimsenmesi gerekliliğini de dile getirerek, “Mevcut, darbe mahsulü anayasadaki ancak ile başlayan, neredeyse hiç özgürlük kalmayacak şekilde yasaklamalar getiren bir dili olmamalıdır, vatandaşlar hangi kesimden olursa olsun orada kendi yansımasını görebilmelidir” diye konuştu.
Başkan Gökçek, konuşmasını, “Unutulmamalı ki Anayasanın dili onun kimliğidir. Vatandaşından korkan ve bu nedenle onun özgürlüklerini yok etme pahasına kurallar getirerek devleti koruyan bir anayasa dili öncekilerin kopyası anlamına gelir. Yeni Anayasanın dili demokratik niteliği güçlü, halkının ve onun iradesinin dili olmalıdır” sözleriyle bitirdi.
Sempozyum sonucu da hazırlanacak metin, Anayasa hazırlık çalışmalarını yürüten komisyona sunulacak.


ANAYASA’NIN DİLİ” SEMPOZYUMU... (2)

ANAYASANIN DİLİ SEMPOZYUMU (3)