Metrica
T.C. Ankara Büyükşehir Belediyesi

ANKARA’NIN MODERN MİMARİ MİRASI:

ULUS’TAN KIZILAY’A ATATÜRK BULVARI[1] 

T. ELVAN ALTAN

Prof. Dr., ODTÜ Mimarlık Fakültesi

Ankara 13 Ekim 1923’te başkent ilan edilmiş; Osmanlı İmparatorluğu’nun yüzlerce yıllık başkenti İstanbul’un yerine geçerek yeni kurulan modern ulus-devletin merkezi ve sembolü olmuştur. Avusturya’nın başkenti Canberra (1927), Pakistan’ın başkenti İslamabad (1960), Brezilya’nın başkenti Brasilia (1960) ve Hindistan’ın başkenti Chandigarh (1966) gibi Ankara da, 20. yüzyılda kurulan yeni ve modern ulusal merkezlerdendir. Neolitik çağa kadar giden bir geçmişe sahip, Roma ve Osmanlı dönemlerinde önemli bir ticari merkez olan kentin kimliği, başkent olmasıyla yeniden tanımlanır. Ülkenin siyasi dönüşümü artık başkentin mekânsal dönüşümüyle temsil edilecektir.

 

Başkentler devletleri temsil eden sembolik mekânlardır. Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde yaklaşık 20 bin kişilik bir nüfusa sahip Ankara’nın yeni yönetimin sembolü olarak ülkedeki diğer kentlere örnek oluşturacak modern bir başkente dönüşümü, yapılı çevresinin planlanması ve tasarımı ile gerçekleştirilir. Ankara’nın da mekânsal dönüşüm süreci, 29 Ekim 1923’te Cumhuriyetin ilanının hemen sonrasında ihtiyaç duyulan temel altyapı yatırımlarını yönlendirmek üzere genel bir düzenleme hedefiyle başlar. Alman Mimar Lörcher’in 1924-25 tarihli planı ile başlayan düzenlemeler, 1927 yılında açılan yarışmayı kazanan Alman Mimar Jansen’in planının 1930’lu yıllarda kapsamlı biçimde uygulanmasıyla süreklilik kazanır.

 

Ankara’nın tarihi yerleşim merkezi, Ankara Kalesi ve yakın çevresinde yer almaktadır. Yerleşim, öncelikle geç Osmanlı döneminde dönüşmeye başlamış olan ve Cumhuriyet döneminde Ulus Meydanı ismini alan, Kale’nin doğusundaki bölgeye doğru gelişir. Cumhuriyetin ilan edildiği Birinci Meclis Binası’nın da yer aldığı bölgede inşa edilen yeni yapılar ile meydandan doğuya, İstasyon Caddesi’ne ve güneye, Bankalar Caddesi’ne doğru uzanan alan, başkentin idari ve finansal merkezine dönüşür. Jansen Planı kentin tarihi merkezini oluşturan Ulus’tan güneye doğru kuzey-güney aksını oluşturan (ve daha sonra ülkenin kurucu Cumhurbaşkanının ismi verilen) Atatürk Bulvarı boyunca gelişmesini önermektedir. Kent, 1920’lerin ikinci yarısından itibaren, ilk dönemde Yenişehir diye isimlendirilen ve daha sonra Kızılay ismini alan tarihi kentin güneyindeki yeni yerleşim bölgesinde konutlar ve yönetim yapılarının inşasıyla, Atatürk Bulvarı aksı boyunca genişler. Cumhurbaşkanlığı Köşkü de 1930’lu yıllarda aynı aks üzerinde en güneyde yer alan Çankaya’nın tepesinde inşa edilir. Böylece, Atatürk Bulvarı, Ankara’nın başkent olmasından başlayarak kentin en temel aksı olma işleviyle biçimlenir.

 

Cumhuriyetin ilanını takip eden ilk on yıllarda başkentin merkezi, tarihi kenti ve doğusunda gelişen alanı içeren Ulus bölgesidir. Yeni toplumsal yaşantı ise, Ulus Meydanı’ndan güneye uzanan bulvar boyunca oluşturulan yeni kamusal alanlarda ve modern kimlikle inşa edilen yeni yapılarda şekillenir. Kent böylece, yeni kurulan ulus-devletin modernleşme süreci sonucunda yeni ulusal merkez olarak 20. yüzyılın ilk yarısında modern bir kentsel kimlik kazanır.

 

1950’lerden 1970’lere uzanan dönemde ise Ankara’nın modern kentsel kimliğini güçlendiren yeni bir planlama ve tasarım süreci deneyimlenir. İkinci Dünya Savaşı’nın ardından kırsal bölgelerden yoğun göç alan kentin artan nüfusunu barındırmak ve dönemin yeni toplumsal bağlamına yanıt vermek üzere ihtiyaç duyulan dönüşümünü kontrol etmek üzere 1954 yılında yeni bir planlama yarışması açılır. Kazanan Uybadin-Yücel Planı, kentin kuzey-güney yönünde Atatürk Bulvarı aksında gelişmesi fikrini korur; dolayısıyla kent 20. yüzyılın ikinci yarısında da güneye, yani Çankaya’ya doğru büyümeyi sürdürür. 1960'ların başında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin de Yenişehir’de yeni yerleşkesine taşınmasının ardından, Ankara'nın bu aks üzerinde büyümesi hızlanır. Tarihi yerleşimi de içeren kuzeydeki Ulus bölgesinin yanı sıra güneyde yeni yerleşimle oluşan Kızılay bölgesi, bu dönemde ikinci bir merkez olarak gelişir ve dönemin iki merkezli kent düzeninde Ulus Meydanı ile Kızılay Meydanı iki ana kamusal odağı oluşturur.

 

Ankara'nın 20. yüzyıl boyunca Ulus'tan Kızılay'a ve Çankaya'ya doğru Atatürk Bulvarı boyunca gelişmesi sonucunda, bu temel aks kentin tarihi gelişimini sergileyen, bu dönüşüme tanıklık eden ve aynı zamanda bizzat bu dönüşümü sağlayan mekân olarak başkentin kimliğiyle özdeşleşir. Atatürk Bulvarı, Ankaralının hafızasında ve gündelik yaşamında oynadığı bu kritik rol nedeniyle kentin herhangi bir caddesi değildir; protokol yolu olarak kentin başkent kimliğinin mekânıdır. Bulvarın ana odaklarını tanımlayan Ulus ve Kızılay meydanları ve yakın çevresinde 20. yüzyıl boyunca inşa edilerek kent merkezinin hem işlevsel hem de biçimsel kimliğini oluşturan idari, kültürel ve ticari yapılar ve parklar, Atatürk Bulvarı’nın kentlinin bir araya geldiği ve kent yaşamını paylaştığı en önemli kamusal alan olmasını sağlamıştır.

 

Ankara, 1920’lerden 1970’lere uzanan süreçte planlanan ve tasarlanan yapılı çevresiyle 20. yüzyılın modern başkentlerinin önde gelen örnekleri arasındadır. Bu yapılı çevre modern kentsel kurgusu ve mimari mirasıyla Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil etmekte ve hâlâ kentin kimliğini tanımlamaktadır. 2023 yılında Cumhuriyetin başkenti olarak 100. yılını kutlayacak olan kent, artık tarihi alanlara dönüşen Ulus ve Kızılay bölgelerinde ve özellikle bu iki bölgeyi birleştiren Atatürk Bulvarı üzerinde yer alan kamusal yapıları, parkları ve meydanlarıyla özgün modern kimliğinin bütünselliğini korumaktadır.

 

Ankara’nın modern bir ulusal başkent olarak planlanması ve inşasında 20. yüzyılın uluslararası mimarlık ve kent planlama yaklaşımlarıyla iletişim temel bileşeni oluşturmuş; kentin çağdaş modernleşme ve ulus-devlet oluşumu süreçlerini temsilinde Avrupalı mimarların önemli rolü olmuştur. Bu nedenle, Ankara’nın modern yapılı çevresi ülkenin yerleşik gelenekleri ile uluslararası / modern planlama ve mimarlık yaklaşımlarının etkileşimiyle oluşmuştur.

 

Kentin 1920’lerden 1940’lara uzanan dönemde oluşan, 1950’lerden 1970’lere uzanan süreçte ise yeniden şekillenen modern kent kimliği, 20. yüzyılın modern toplumu ve yapılı çevresinin özelliklerini taşımaktadır. Kentin yapılı çevresi uluslararası modern kentsel planlama ve mimari tasarım yaklaşımlarının Türkiye’nin modernleşme süreciyle birlikteliğinin ürünü olarak önem kazanmaktadır.

 

Ankara, 20. yüzyılın son döneminden itibaren Atatürk Bulvarı aksının dışına çıkarak batı yönünde büyümüştür. Bu süreçte kimliğini olumsuz yönde etkileyen politik ve toplumsal etkilere maruz kalmış olmasına rağmen, başkent olmasıyla başlayan sürecin planlama ve mimarlık uygulamalarıyla modern kent oluşumunun başarılı bir örneğini sunmaktadır. Modern planlama ve inşa girişimlerinden bu yana yaklaşık 100 yıl geçmiş ve kent 6 milyon nüfusa sahip bir metropole dönüşmüştür. Buna rağmen, Cumhuriyetin ilanı sonrasında Atatürk Bulvarı aksında gelişen planlı bölgesinde birçok modern kamusal yapı ve alan ile bu bölgelerin 20. yüzyılın modern planlama girişimleriyle oluşan kentsel biçimlenmesi hâlâ yaşamakta, mekânsal ve mimari özelliklerini büyük oranda korumaktadır.

 

Ankara da, 20. yüzyılda kurulan yeni ve modern ulusal merkezlerdendir. Bu kentler arasında Brasilia 1987’den beri Dünya Mirası Listesi’nde yer almaktadır. Ankara modern kimliği ile öne çıkan bir kent olarak, Dünya Mirası Listesi’nde yer alan “Le Havre; August Perret tarafından yeniden inşa edilen kent”, “Ivreas; 20. Yüzyılın Sanayi Kenti”, “Rabat; Modern Başkent ve Tarihi Kent: Ortak Miras”, “Berlin; Modern Konut Yerleşimleri”, “Beyaz Kent Tel Aviv; Modern Hareket” ve “Casablanca; Yirminci Yüzyılın Kenti, Etkilerin Kesişim Yeri” (Geçici Liste) örnekleriyle benzerlikler taşır. Ankara’nın ulusal başkent olarak oluşumunu temsil eden mimari miras büyük oranda tescil edilmişse de, politik ve ekonomik nedenlerle modern miras değeri taşıyan birçok yapı ve alanın özgün değerlerini kaybedecek şekilde dönüştürülmesi ve hatta kaybedilmesi riski geçerliliğini korumaktadır. Bu nedenle, meslek kuruluşları ve sivil toplum örgütlerinin destekleriyle, Ankara’nın modern bir başkent olarak inşasını şekillendiren planlama ve mimari mirasının dünyadaki benzer örnekler gibi kapsamlı şekilde korunması ve UNESCO Dünya Miras Listesi’ne dahil edilmesi hedeflenmektedir.

 

 

KAYNAKÇA

2004, Ankara: Başkentin Tarihi, Arkeolojisi ve Mimarisi, Ankara Enstitüsü Vakfı Yayınları, Ankara

2012, Bina Kimlikleri: Ankara, Cumhuriyet’in 50 Yılı, Mimarlar Odası Ankara Şubesi Yayınları, Ankara.

2018, “Cumhuriyet'in Müzesi Atatürk Bulvarı” Programı, Başkent Üniversitesi bünyesinde Kanal B işbirliği ile gerçekleştirilen 16 bölümlük program, ilk gösterim: 25.03.2018. http://kanalb.com.tr/arsivliste.php?Program=189 [Erişim: 01.12.2022]

Akçura, T., 1971, Ankara. Türkiye Cumhuriyeti’nin Başkenti Hakkında Monografik Bir Araştırma, ODTÜ Mimarlık Fakültesi Yayınları, Ankara.

Alsaç, Ü., 1976, Türkiye’deki Mimarlık Düşüncesinin Cumhuriyet Dönemi’ndeki Evrimi, KTÜ Baskı Atölyesi, Trabzon.

Altan Ergut, E., Boyacıoğlu, E., (Ed.), 2012, Bir Başkentin Oluşumu: Avusturyalı, Alman ve İsveçli Mimarların Ankara’daki İzleri, Goethe Enstitüsü Yayınları, Ankara.

Aydın, S., Emiroğlu, K., Türkoğlu, Ö., Özsoy, E. D., 2005, Küçük Asya’nın Bin Yüzü: Ankara, Dost Kitabevi Yayınları, Ankara.

Batur, A., 2005, A Concise History: Architecture in Turkey during the 20th Century, Mimarlar Odası Yayınları, Ankara.

Bayraktar, N., (Ed.), 2017, Sivil Mimari Bellek: Ankara 1930-1980, Koç Üniversitesi VEKAM Yayınları, Ankara.

Bozdoğan, S., Akcan, E., 2012, Turkey: Modern Architectures in History, Reaction Books, Londra.

Cengizkan, A., 2018, Ankara’nın İlk Planı: 1924-25 Lörcher Planı, Arkadaş Yayınevi, Ankara.

Cengizkan, A., Cengizkan, N. M., (Ed.), 2019, Bir Şehir Kurmak: Ankara 1923-1933, Koç Üniversitesi VEKAM Yayınları, Ankara.

Hasol, D., 2017, 20. Yüzyıl Türkiye Mimarlığı, YEM Yayın, İstanbul.

Holod, R., Evin, A., (Ed.), 1984, Modern Turkish Architecture, University of Pennsylvania Press, Philadelphia.

Keskinok, Ç., (Ed.), 2009, Cumhuriyet Devrimi’nin Yolu Atatürk Bulvarı, Koleksiyoncular Derneği Yayınları, Yayın No:9, Ankara.

Madran, E., Altan Ergut, E., (Ed.) (2009) Korumada Yeni Tanımlar, Yeni Kavramlar: Cumhuriyet Dönemi Mimari Mirasının Korunması, Mimarlar Odası Yayınları, Ankara.

Sey, Y., (Der.), 1998, 75 Yılda Değişen Kent ve Mimarlık, Tarih Vakfı Yayınları, İstanbul.

Sözen, M., Tapan, M., 1973, 50 Yılın Türk Mimarisi, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul.

Şahin, S. Z., 2013, “Ankara Kentinin UNESCO Dünya Miras Alanı Adaylığı için Bir Öneri ve Eylem Planı”, Ankara Araştırmaları Dergisi, Sayı: 6, ss.36-50.

Şenol Cantek, F., 2012, Cumhuriyet’in Ütopyası: Ankara, Ankara Üniversitesi Yayınevi, Ankara.

Şenyapılı, T., (Ed.), 2005, Cumhuriyet’in Ankara’sı, ODTÜ Yayıncılık, Ankara.

Tankut, G., 1990, Bir Başkentin İmarı, 1929-1939, ODTÜ Yayıncılık, Ankara.

Tükel Yavuz, A., (Ed.), 2000, Tarih İçinde Ankara, TBMM Basımevi, Ankara.

Yavuz, F., 1952, Ankara’nın İmarı ve Şehirciliğimiz, Ankara Üniversitesi SBF Yayınları, Ankara.

Yavuz, Y., (Ed.), 2001, Tarih İçinde Ankara II, ODTÜ Mimarlık Fakültesi Yayınları, Ankara.

Vanlı, Ş., 2006, Bilinmek İstenmeyen Yirminci Yüzyıl Türk Mimarlığı. Eleştirel Bakış, Şevki Vanlı Mimarlık Vakfı Yayınları, Ankara.



[1] Bu yazı “Ankara’nın Dünya Mirası: UNESCO Miras Alanları” başlıklı kitaptan alınmıştır.